Akp hükümetinin kadınların yaşam alanlarına dönük saldırıları daha fazla ve daha sistemli bir biçimde devam ediyor. 15 yıllık AKP iktidarı her gün kendini yenileyip kadın düşmanı politikalarıyla dikiliyor karşımıza. Yeni bir sistemi inşa etmek için kolları sıvayan AKP iktidarı bu sistemin temellini ilk olarak eğitim alanından atmaya başladı. Eğitim sistemini sil baştan bir daha düzenleyen AKP, cinsiyetçi, toplumsal rollerin açık bir biçimiyle ortaya konduğu yeni bir müfredat oluşturuyor. Değiştirilen müfredatla kız çocuklarına evlenerek kocalarına itaat etmelerini, erkeklere de kadınlar üzerinde hakimiyet kurmayı öğütlüyorlar. “Kocaya itaat etmenin ibadet olduğu”nu söylerken, küçük yaşta evliliği “örf” denilerek meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Bu müfredat değişikliğinin peşine bir de müftülüklere nikah yetkisi veren yasa eklendiğinde mevcut kadın düşmanı hükümetin, çocuk yaşta evliliklerin önünü açmak, tacizi, tecavüzü aklamak ve bunun yanında biz kadınların mücadeleyle kazandığı hakları da elimizden bir çırpıda almak istediğini görmemek mümkün değil.
Biz kadınlar yaşamlarımıza dönük bu saldırıları hep sokakta karşıladık. Nasıl ki tecavüzü meşrulaştırmak istediklerinde sokakları günlerce zapt edip yasayı geri çektirdiysek şimdi de müftülük yasasına karşı sokaklarda olmaya devam edeceğiz müftülük yasasını geçirdiklerini düşünenler şunu bilsin kadınlar daha son sözünü söylemedi.
Tecavüzü meşrulaştırmak için yasa tasarısı hazırlayanlar, cinsiyetçi bir eğitim sistemi oluşturmak için müfredatı değiştirenler, çocuk yaşta evliliği meşrulaştıranlar bunlar her gün bir dizi “yeni” yasalarla karşımıza dikilirken biz kadınlar nerede duruyoruz peki ? Bu dünyanın yarısı olan biz kadınlar neredeyiz biliyor musunuz?
Biz her yerdeyiz !
Liselerdeyiz, üniversitelerdeyiz, sokaklardayız ve yaşamın her alanındayız. Bize tahammül edemediğinizi biliyoruz. Biz kadınlarda sizin erkek egemen sisteminize tahammül edemiyoruz. Yaşam alanlarımıza saldırmaya devam edeceklerini biliyoruz. Ama bizim fıtratımızda isyan var direniş var. Yaşamımızı savunmaktan hiç vazgeçmeyecegiz, çünkü bu hayat bizim, bu sokaklar bizim. Sokaklarda olacağız. Bazen tenceremizle bir yasa tasarısının karşısında bazen mini eteğimizle bir barikatın başında duracağız. Her hücremizde özgürlüğün esintisini hissediyoruz. Özgürlüğe bu kadar yaklaşmışken size geçit vermeyeceğiz.
Biz kadınlar yanıbaşımızdaki kadının özgürlüğünde görüyoruz kendi özgürlüğümüzü bundandır hiç vazgeçmeden mücadele edişimiz. Biz kadınlar birlikte daha güçlü olduğumuzu deneyimledik. Kadın dayanışmasının bizi nasıl yaşattığını Yaseminlerden,Çilemlerden gördük. Önümüzde ki süreç boyunca da birleşik bir kadın mücadelesi şüphesiz ki dönemin parolası niteliğinde olacaktır. Yüzümüze kapattıkları her kapıyı açacak diktatörlerin korkusu olacak bu parola. Daha büyük isyanları kucaklayacağız birlikte. Tüm kadınların sözünü,isyanını tek bir seste birleştirip haykıracağız.
Yine sokakları kadınların çığlıklarıyla, isyanıyla, içimizde ki özgürlük tutkusunun esintisiyle dolduracağımız gün geliyor. 25 Kasım’da erkek şiddetiyle nasıl mücadele edeceğimizi göstermek için sokaklar bizi çağırıyor. Sokağın sesine kulak verin 25 Kasım’da isyanımızla çıkalım zıvanadan. Bakalım nasıl oluyormuş sokaklar.